28 Kasım 2009 Cumartesi

20 Kasım 2009 Cuma

Ömer Faruk Kurhan
Profili göster
Diğer seçenekler 13 Kasım, 13:36
Kimden: Ömer Faruk Kurhan ...@gmail.com>
Tarih: Fri, 13 Nov 2009 13:36:44 +0200
Yerel: Cuma 13 Kasım 2009 13:36
Konu: Re: {Tiyatro Dünyası} Re: denetimsiz google groupları ve faşist köpekler
Yanıtla Yazarı yanıtla Yönlendir Yazdır İleti dizisini görüntüle Aslını göster Bu iletiyi bildir Bu yazarın iletilerini bul
Sevgili Hakan Işık'a,
Tiyatro (amatör tiyatro da) yaşadığımız toplumdan kopuk bir ütopya adacığı değil. Toplumda yaşadığımız tüm gerilimler, sorunlar kaçınılmaz olarak tiyatroyu da içine alacaktır.
Ve tüm Tiyatro Dünyası gurubu katılımcılarına,
Tiyatro adına bu tartışmada sözün bittiği bir yere gelinmiştir. Ne yazık ki işin içine ırkçı söylem de girmiş ve tartışma teatral zeminden insan hakları zeminine kayan bir çerçeve edinmiştir. Artık her ne söylenecekse, insan hakları zemininde söylenmeli ve tiyatromuz bu anlamda da ciddi bir şekilde sorgulanmalıdır.
Saygılarımla...
13 Kasım 2009 11:14 tarihinde tuncay özinel ...@hotmail.com>yazdı:
> Sevgili Hakan Işık kardeş > Mailini sevgiyle okudum. Amatör tiyatro aşığı birisiyimdir. Ömrümün büyük > bir bölümü amatör tiyatro yaparak geçti. Ekonomik koşullar zorlamasydı > amatör olarak kalmayı yeğlerdim.En mutlu dönemlerim amatör tiyatro yaptığım > dönemlerdir.O nedenle de hep amatör tiyatroların yanında olurum.Aslında > haklısın CKM yetkilileri de haklı Nedim Saban'a hiiç cevap vermeseydim. Size > kötü örnek oldu isem beni bağışlayın. Demek ki yanlış yapmışım. Sizler için > yapabileceğim bir şeyler olursa lütfen bana yazın. Ayrıca adresinizi de > gönderirseniz size kitaplarımı yollamak isterim. Aman yolunuzdan dönmeyin > tiyatro hepimizin yaşam biçimi ..sevgiler..
> ------------------------------ > From: cudal...@hotmail.com
> To: tiyatrodunyasi@googlegroups.com > Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: denetimsiz google groupları ve faşist > köpekler > Date: Fri, 13 Nov 2009 06:37:26 +0200
> sanata değer veren tüm insanlara merhaba. Ben bu ülkede tiyatronun yaşaması > için savaşan binlerce insandan sizler için, herhangi birisiyim. denizlide > yaşıyorum. yaklaşık beş senedir savaş alanım burası. bu savaşımın dört > yılını özel bir amatör tiyatroda gayesi sermaye olan komutanlara askerlik > yaparak geçirdim. tiyatro geçmişime baktığımda elle tutulur hiçbir başarım > belkide bu yüzden olamadı.bu yıl bir arkadaşımla SAHNE SANATLARI DERNEĞİNİ > kurduk ve tek amacı sanat olan bir savaş vermekteyiz. > Denizli uluslar arası amatör tiyatrolar festivalinin 25. sini > gerçekleştirmiş bir şehir. geçmişte amatör tiyatroların başkenti diye > anıldığı bile oldu. burda DT yok Belediye Şehir Tiyatrosuda yok. ödenekli > hiçbir tiyatro yok yani. benimle aynı savaşı veren yaklaşık 5-6 grup var ve > hepside amatör. burda kullanabileceğimiz sadece bir tane sahne var, 227 > kapasiteli Çatalçeşme Oda Tiyatrosu... burdaki tüm gurupların (ödeneksiz) > tek alternatifi burası. çoğu zaman sahnede tek provayla oyuna çıkmak zorunda > kalıyoruz. bir oyunun sağlıklı çıkması için defalarca prova almak > gerektiğini düşünürsek bu trajik bir durum... bunları sizlerle paylaşmamın > sebebi ne yardım isteği ne de birilerini şikayet değil. kimse bizi bu > savaşın içine itmedi. tam tersine sanat karın doyurmaz diye engellemeye bile > çalıştılar. ben bu savaşa gönüllü katıldım ve bu uğurda hrşeyi yapmaya > kararlıyım. burdaki diğer arkadaşlarımın ve burdakilerin dışındaki sanatın > içinde sanat yapmak için bulunan herkesinde aynı kararlılıkta olduğunu > biliyorum. bizimkilerden daha kıt şartlarda sanatı yaşatmaya çalışanlarda > var. hal böyleyken tiyatroya emek harcamış hocalarımızın! ki onlardan > öğrenecek çok şeyimiz varken, birbirileriyle polemiklere girmelerini, > bununda ötesine geçip birbirilerini tehdit etmesini, aşağılamasını tabiri > caizse dalaşmasını üzülerek takip ediyoruz. Tiyatronun ana amaçlarındandan > birtanesi daha güzel insan yaratmak ve böylece kavgasızlığın,mutsuzluğun > olduğu daha güzel bir yaşam kurmakken,tiyatronun kendi içindeki sanatçıların > kavgaları dahada çirkinleştirir hayatı. belki haddim olmayan şeyler > söylüyorum ama internete her girişimde hocalarımızın birbirine hakaretlerle > dolu mesajlarını görmek canımı ziyadesiyle sıktı artık. belki değersiz > varlığımın değerli varlıklarınızın yanında bir önemi yoktur ama şunu > söylemek istiyorum ki onlarca sahne varken sağdaki değilde soldaki olsun, > onun boyasını beğenmedim diğerini istiyorum yada buna benzer bahanelerle > bahaneniz neolursa olsun tartışmalar yapılmaya devam ederse üyeliğimi iptal > etmeyi düşünüyorum. Çünki bu onlarca insanın açlıktan ölmemek için bir > ekmeği pay ederken başka birilerinin restorant beğenmemesi gibi birşey. ve > sanatçı gerektiğinde ekmeğini paylaşmasını bilmelidir. Saygısızlığımdan > dolayı özürlerimi kabul etmeniz dileğiyle... H.HAKAN IŞIK
> ------------------------------ > From: nedimsa...@superonline.com > To: tiyatrodunyasi@googlegroups.com > Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: denetimsiz google groupları ve faşist > köpekler > Date: Fri, 13 Nov 2009 05:12:14 +0200
> Sevgili Tiyatro Dünyası Okuyucuları,
> Sözümona Tuncay Özinel'in Ömer Faruk Kurhan'a yanıt yazıyormuş gibi tüm bir > grupa yazdığı ve anladığım kadarıyla herhangi bir grup yöneticisi tarafından > okunmadan dolaşıma sokulan şantajcı köpek > Tuncay Özinel'in sözümona Caddebostan Kültür Merkezi ile ilgili olan ama > sıkıştığı anda her Irkçı aşağılık köpek gibi hemen din ya da etnik köken > karşıtı bir söyleme dönen mailini kınamak için tüm ırkçıları kınamak ve > aynı zamanda google grupların denetimsizliğini kınamak için Tuncay Özinel'e > tam yedi kez şantajcı köpek şantajcı şantajcı şantajcı şantajcı > şantajcı şantajcı şantajcı köpek diyorum. (Sekizinci şantajcı köpek de > Tatlıcı Tombak'tan bonustur) > Bir halk sanatçısı olduğunu iddia eden (zavallı gerçek halk sanatçıları > Muammer Karaca'lar, Ulvi Uraz'lar, ) şantajcı Tuncay Özinel şimdi Yüzleşme > adlı oyunu ile ilgili sözümona bir gerçek varmış gibi (!) tartışmayı başka > bir yere çekmeye çalışıyor. > Şu hassas dönemde toplumun dengeleriyle oynayarak, çok tehlikeli birşey > yapıyor. > Beni korkutacağını, sindireceğini, susturacağını sanıyor. > Oysa ben ne yazık ki, özellikle son dönemde düşmanlarımla düşmanlarımın > dilinde savaşmayı, dostlarımla dostlarımın dilinde sevişöeyi çok > iyi öğrendim.(Bunu bana kazandıran Barbaros Şansal'a teşekkürler) > Yüzleşme'nin oynandığı dönemde bir ödül jürisindeydim ve oyunda oynayan > genç oyuncuların ödül alması için ne kadar çaba harcadığımı o dönem jüride > olan arkadaşlarım bilir. > Tuncay Özinel, benden provda oyunu izlememi istemişti. Sadece yapıcı > eleştirilerimi dile getirdim.Savaş karşıtı bir canlı bomba sahnesinin prova > aşamasında yeniden düşünülmesini ve barış öneren bir oyuna yaraşmadığını > önerdim ve politik duruşum nedeniyle bu oyununun yanında olamayacağımı > bildirdim. Bunun da kökenimle hiçbir ilgisi yok, politik duruşum > ve sözgelimi daha geçen hafta imzaladığım Barış İçin Sanatçı Girişimi ile > yakından ilgisi var..Bir canlı bombanın Filistinli, İsrailli, Türk, Kürt, > Lübnanlı, İranlı, Iraklı, Amerikan, Rus, Bosnalı, kimseyi öldürmesini kabul > edemem. > Şimdi sanki benim hayattaki vazifem toplu satış yapmakmış gibi, hem de o > dönem ödül almış, ya da ödüle aday olmuş oyuncuları şahit göstererek, şantaj > yapması kendisini solcudan sanan bu Kadıköylüye yakışmıyor. > 18 kasım eyleminin Kadıköy'e yaraşmayan bu kişilerin suratına tükürme > eylemine dönüşmesi gerekip gerekmediğini düşünüyorum açıkçası. > Kusura bakmasın ama kendisi meslektaşım olamaz ama bana karşı şahit > gösterdiği yetenekli kişiler, meslektaşlarımdır. > Birkaç mail öncesinde kendisinde Çehov parıltısı gören genç yazar, Özinel,
> AYRICA BÜTÜN BUNLARIN CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ PROTESTOSUYLA NE ALAKASI > VAR? > ...... > Tuncay Özinel ne yazık ki 24 saat içinde 24 yalan söylemektedir.. > Bu maili görenler benim nasıl böyle bir söylem içine girdiğimi görüp, beni > kınayabilirler, ancak topluma açık bir grubu denetimsizce istismar ederek, > insanların kökenleri, dinleri, dillerine küfür edenlere, açık açık şantaj > yapanlara, sanki bir bildikleri varmış da, kamuoyundan saklıyorlarmış gibi > ortalığı bulandıranlara ben ŞANTAJCI KÖPEK demenin az bile olduğunu > düşünüyorum. > Kaldı ki, köpek, çok sevdiğim bir hayvan. > Ama tek kusuru iradesi dışında insanların üzerine saldırtılabilir > olmasıdır. > Tuncay Özinel, utanmadan AKM yandığında ağladığını söylüyor! Kadıköy'deki > minik Süreyya operasına çok sevinmiş. Yani, toplumun bilinçaltına, AKM'den > vazgeç, Süreyya ile idare et'i yerleştirebiliyor. > Bir de utanmadan, Kadıköy'deki 6 tane tiyatro salonunu halkevlerine > benzetiyorlar. Oradan genç sanatçı yetişiyormuş. > Lütfen halkevlerine saygısızlık etmeyiniz. Barış Manço'da, genç > sanatçıların önünü nasıl tıkadığınız herkesin malumudur. > Süreyya Operası ve Kadıköy'deki 6 salon tabi ki çok önemlidir ama > halkevlerinin ve AKM'nin yeri apayrıdır. > ...... > Tuncay Özinel, bu yazılanlardan, Ömer Faruk Kurhan'a googlegroups üzerinde > yazdığı mailinde CKM olayından yeni haberi olduğunu söylüyor. Oysa 9 Kasım > Pazartesi, beni telefonla aramıştır. > Kendisini bir büyüğüm gibi görerek CKM sorununu anlattım. Beni > aradığında,zaten başkanla görüşmüştü. > Bana CKM için açık açık söylediklerini yazarsam, bu kez devlet yardımı > almak için kağıt üzerinde göstermelik 25 oyun sergilediği Barış Manço'ya > sığınamama tehlikesi doğacaktır. Hadi bari bu kez ben söylemeyerek, > şantajcı köpek olma riskini üzerime ! > Farkındaysanız yalanlarla dolu mailinde hiçbirşey bilmediğini iddia eden > Özinel, " Leyla'nın Evi" projesi'nin tüm detaylarından haberdar olduğu > gibi, protestoda CKM'nin maketinin yakılacağını bile biliyor. > Tek bilmediği şey ise, Selami Öztürk ile Caddebostan Kültür Merkezi > konusunun defalarca konuşulduğu. > Ayrıca CKM'de ayrımcılığa uğrayan tek grup Tiyatrokare değildir, başkanın > bilgisinde olan en az on grup var. > Kaldı ki konu, sadece Caddebostan değil.... > Konu, belediyelerin şeffaf bir politika gütmemesidir. > CKM yönetimi, sezon başında sadece yeni oyunları ağırlayacağını > söylediğinde, bunu saygıyla karşıladık. Ancak on gün sonra karşımıza > bambaşka bir uygulama çıktı. > CKM yönetimi, 5 yıl için, merkezin Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu'na tahsis > edildiğini söylerse , bunu da saygıyla karşılarız. Yap işlet devret modeli > diye bir model var. Örneğin Büyükçekmece'de gayet şeffaf bir biçimde > uygulanıyor. , CKM, Aysa'ya kiralanır, Aysa da burayı dilediği gibi > işletebilir. Bu da bir yoldur. > Ya da Küçükçekmece, Zeytinburnu modeli vardır. Bu durumda bir kurul > oyunları izler, dilediği oyunu seçer, dilemediğini seçmez. Hiç kimse bu > kurula neden benim oyunumu almadın diyemez çünkü sözkonusu kurul oyunları > sübvanse ederek, halka düşük bilet fiystıyla sunar. > Kaldı ki CKM yönetimi, işi Zülfü livaneli'nin metnini okuma koşulu koymaya > yani sansür uygulamaya götürecek kadar ilerletmiştir. > İşin acı tarafı, demokratik bir protesto eylemini kışkırtarak, başka bir > yöne çeken, hedef şaşırtan ve bütün bunları tiyatro uğruna yaptığını > söyleyen kişilerin varlığıyla tiyatromuz yerinde saymaktadır. > On yılda Kadıköy'e altı tiyatro binası armağan eden Selami Öztürk, bir > protestodan gerekli mesajı alabilecek erişkinliğe sahip bir kişidir. Kültür > müdürü, basın danışmanını görevlendirerek sorunları çözebliir ya da > görmezden gelmeye devam edebilir. Kendisinin Tuncay Özinel'in sözcülüğüne > ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum.
> ----- Original Message ----- > *From:* tuncay özinel ...@hotmail.com> > *To:* tiyatrodunyasi@googlegroups.com > *Sent:* Friday, November 13, 2009 2:39 AM > *Subject:* {Tiyatro Dünyası} Re: kadıköy belediye başkanı ve gazanfer > özcan
> SAYIN KURHAN, > Nedim Saban'ın bu düzeysiz çıkışını sanırım desteklemiyorsunuz. Kendisine > ben de aynı düzeye inmeden cevap vermeye çalıştım. Anlaşılmayan şu: Ben tüm > CHPli belediyeler iyidir,eleştirmeyelim filan demiyorum. Tam aksine > Geçtiğimiz yıl Türk tiyatrosuna destek vermedikleri için Beşiktaş ve Avcılar > belediye beşkanları ile tartışıp kötü kişi oldum. Özellikle Beşiktaş > belediye başkanına ticari amaçla kullanmamaları için uyardım. İyi yapmışım bu yıl Beşiktaş > belediyesi salon kirasını kaldırdı. Bu arada tabi eski belediye > başkanlarından,bu salonları yapan Ayfer Atay'ı övgüyle anmak gerek. > Benim için salt tiyatro önemlidir. Bu nedenle de on yıl içersine > sığdırılmış 6 tiyatro salonunu yapan belediye başkanını övgüyle anmak gerek > yergiyle değil.Bazı hatalar olabilir ama bunları böyle protesto ortamlarında > değil de başkanla görüşerek halledebilirdik. Dönüp bakacaksınız ki Türk > tiyatrosuna kötülük yapıyoruz. Daha doğrusu kişisel çıkarlarımızın üzerinde > tutmalıyız Türk tiyatrosunu. Yıpratmamalıyız. Bir oyunumuz ckmde oynanmadı > diye bu kadar kıyamet niye. Kadıköy belediyesinin kurduğu diğer salonlar > eski halkevleri gibi çalışıyor. Buralarda çalışan gençlerden her yıl 3 > tanesini kazansak o bile yeter. Biz ömrümüz boyunca tiyatrocuların tiyatroya > kötülük yaptığını çok gördük. > Siz de beni kişiliksiz biri gibi düşünmüyorsunuz umarım. Yani > başkalarının sözleriyle hareket eden. Benim Nedim Saban'a mektubumdan > yetkililerin ancak yazıldıktan sonra haberi oldu. Hele başkanla hiç > görüşmedim. Bu gün görüştüğüm CKM yetkilileri ise bana nazikçe "Acaba hiç > cevap verilmese daha mı iyi olurdu" gibilerinden söz etti. > Evet CKM de bir Aysa'nın bir ağırlığı olduğunu ben de kabul ediyorum. > Onların getirdikleri tiyatrolar sanırım çoğunlukta. Ama bunu Kadıköy > belediyesine anlatmanın şekli bu olmamalıydı diyorum. Hep birlikte başkana > bu anlatılabilirdi. Yürüyüş düzenleyip maketler yakılarak yanlış yapıldığını > düşünüyorum. Pekala Kadıköy belediyesi bu salonları tümden kiraya vererek > aradan çekilebilir. Böylece bizler gelecek kuşaklara haksızlık etmiş > olur,onların önlerini tıkarız. > Nedim Saban'a gelince sanırım suçlu psikolojisi. Bu kadar çığrtkanlığı > ondan. Her şeyi bırakın siz ona benim Yüzleşme isimli oyunuma beş tane toplu > satış yapacaktı. Neden yapmadı bir sorun. Bakalım ne cevap verecek. Sanırım > verecek cevabı yok. Ama zamanı gelince ben bunu açıklayacağım. Böylece > benimle birlikte oyuncu arkadaşlarımın ve bir kaç kişinin bildiği Nedim > Saban'ın gerçek yüzünü öğreneceksiniz. > Sevgiler..
> ------------------------------ > Date: Thu, 12 Nov 2009 18:10:35 +0200 > Subject: {Tiyatro Dünyası} Re: kadıköy belediye başkanı ve gazanfer özcan > From: fkur...@gmail.com > To: tiyatrodunyasi@googlegroups.com
> Sayın Özinel,
> Kamuoyunu ilgilendiren Nedim Saban'ın tiyatro alanı dışındaki mesleki > faaliyetleri değil. Tüketicisi olmadığım için TOMBAK'ın ürünleri ne kadar > memnun edici onu da bilmiyorum. "Aysa prodüksiyonu savunacak değilim ama en > az onun kadar Türk tiyatrosunu çıkar amaçlı kullanan Nedim Saban'ı da > savunamayız" diyorsunuz. Tiyatro Kare'nin piyasa üzerinde tekel kurmak ve > yerel yönetimlerle ilişkilerini bu şekilde kullanmak gibi icraatları > mı olmuş?
> İnsaflı olalım ve Kadıköy Belediyesi'ni eleştirirken kantarın topuzunu > kaçırmayalım diyorsanız, zaten bu yönde verileri sunmaya çalışıyorsunuz. > Sadete gelecek olursak, İstanbul'da salon sayısının giderek arttığı (sadece > CHP'li belediyelerin çalışmaları ile değil) bir vakadır. Fakat bunların > amacı ve nasıl kullanıldığı oldukça tartışmalıdır. CKM tartışmaları da buna > bir örnektir. Aysa prodüksiyonu savunamıyorsanız, bu vakada Kadıköy > Belediyesi'ni de savunmak kolay değildir.
> Bildiğim kadarıyla CKM tartışmalarının asıl konusu Nedim Saban'ın bir > prodüksiyonu için Beşiktaş ya da Kadıköy belediyelerinden destek isteyip > istememesi değil, belediyenin denetiminde olması gereken bir salonun tekelci > bir icraata sahne olması. Biz de bu harekete destek verirken tekelci bir > uygulamaya itiraz ediyoruz. Harekete destek verenlerin asgari müştereğinin > Tiyatro Kare'ye yardım meselesi olduğunu hiç sanmıyorum.
> Anladığım kadarıyla siz de Belediye-Aysa ilişkisinde bir sorun olduğunu > kabul ediyorsunuz. Fakat yazdıklarınızdan CKM tartışmalarının yerine Tiyatro > Kare ya da Nedim Saban tartışmasını geçirmeye çalıştığınız anlaşılıyor. Yani > diyorsunuz ki, tiyatrocu tiyatrocunun kurdu olmalıdır.
> Biz bu anlayışa itiraz ediyoruz Sayın Özinel. Eğer CKM'ye dönük tepkilerde > haksızlık değil ama bir aşırılık, saptırma vs. görüyorsanız, hareketin > içinden ve yapıcılığı esas alarak müdahale etmeniz gerekirdi. İthamlarınıza > dönük olarak Nedim Saban mecburen size ağır bir karşılık verdi. Bu > şekilde CKM'deki Aysa-Belediye tekelciliği aradan sıyrılır mı bilmemem, ama > tiyatrocuyu tiyatrocuya kırdırma senaryosunun devreye girdiğine hiç kuşku > yok
> Bu uğursuz senaryonun başarısızlığa uğraması dileğiyle...
> 12 Kasım 2009 06:27 tarihinde tuncay özinel ...@hotmail.com>yazdı:
> ------------------------------
> NEDİM SABAN YALANI BIRAKİP İNSAFA GEL
> Burada Aysa prodüksiyonu savunacak > değilim ama en az onun kadar Türk tiyatrosunu çıkar amaçlı kullanan Nedim > Saban'ı da savunamayız. Nedenine gelince : Bizzat kendisinden de öğrendiğim > gibi Nedim Saban Kadıköy ve Beşiktaş belediyelerinden Zülfü Livaneli'nin > oyunu için 180 milyar istemiştir. Bu parayı alamayan Saban CKM'yi bahane > ederek protesto gösterilerine başlamıştır.
> Ben tiyatrocuyum. Hiç unutmuyorum AKM yandığı gün > Taksim'de ağlamıştım. Oysa benim hele o tarihlerde AKM'de oynayabilme > hayalim bile yoktu. Aynı biçimde Kadıköy belediyesi Süreyya operasını > restore edip açtığı gün de ağladım. Ben Süreyya'da oynayacak değilim. Ama > çocukluğum Kadıköy'de geçti. Süreyya sinemasına her girişimde içim acır ve > orasını tiyatro salonu olarak düşünürdüm.
> Kadıköy Belediyesini neden mi savunuyorum. İncelendiğinde > sanata ve özellikle de tiyatro sanatına verdiği önem ve destek için. > Açıkçası Selami Öztürk geldiğinde Kadıköy'de Halk eğitim ve Şehir > tiyatroları dışında tek bir salon yoktu. Sanırım doksanaltı yılı idi > Selami Öztürk yeni başkan olmuştu. Halk Eğitim'de oynadığımız bir oyunun > galasına geldi. Finalde alkışı durdurup kendisine sesendim. "Bak başkan > gördüğün şu kadro _ Halit Akçatepe,Ayşen Gruda,Ercan Yazgan başta olmak > üzere- bizler Türk tiyatrosunun önemli çalışanlarıyız. Kadıköy'de salon yok. > Bu kadro evde çalışarak oyun çıkarttık. Senden Kadıköy'e tiyatro salonları > istiyoruz. Bize söz ver." Ve Selami Öztürk bize o gün söz verdi. Ve sözünü > de tuttu. BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ,HALİS KURTÇA KÜLTÜR MERKEZİ VE CKM > arkasından da SÜREYYA OPERASI. Şimdi de Kozyatağı'nda yapılan yeni salon. > Hangi belediye bu sanata bu kadar kucak açtı dersiniz. Üstelik bu > salonlardan amatör ve profesyonel bir çok tiyatro hiçbir ücret ödemeden > yararlanıyor.
> Her yıl yapılan "KADIKÖY TİYATRO FESTİVALİ ni halk > değerlendiriyor merak etmeyin. Festivalde halk öğlen saatlerinden itibaren > kuyruk oluşturuyor. Böylece özel tiyatrolar olarak ne yazık giriş > ücretlerimiz yüksek olduğu için halka tiyatromuz ulaşmış oluyor. Ayrıca > Kadıköy halkı da değerlendiriyor.
> Sevgili tatlıcı TOMBAK'ı şimdi de sol ticaretine başladığı > için kutlamak gerek. Tebrikler. Bu konuda da söyleyecek sözümüz ve > bilgilerimiz var. Ama şimdilik susuyoruz.
> ------------------------------ > Hotmail: Trusted email with Microsoft's powerful SPAM protection. Sign up > now.<http://clk.atdmt.com/GBL/go/177141664/direct/01/http://clk.atdmt.com/...>
> -- > Ömer F. Kurhan
> http://clk.atdmt.com/GBL/go/177141664/direct/01/ ' target='_new'>Sign up > now. -- Ömer F. Kurhan